T.C.
Kalkınma Bakanlığı
Bilgi Toplumu Stratejisinin Yenilenmesi Projesi
“Toplumsal Dönüşüm” Odak Grup Çalışmaları
(ENGELSİZ BİLİŞİM RAPORU)
NEDEN ENGELSİZ BİLİŞİM?
Türkiye`de ki engelli nüfusunun genel yapısına bakacak olursak, 2002 yılında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan Türkiye Özürlüler Araştırması sonucuna göre Türkiye`de engelli birey oranı yüzde 12.29 olarak tespit edilmiş olup, buna göre 8.5 milyon engelli vatandaşımız bulunmaktadır. Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel özürlülerin oranı yüzde 2.58 iken (yaklaşık 1.8 milyon) süreğen hastalığı olanların oranı ise yüzde 9.70`dir (Yaklaşık 6.6 milyon).
Türkiye Özürlüler Araştırması Temel Göstergeleri incelendiğinde, Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ve zihinsel özürlü nüfusun yüzde 36 sı okuma yazma bilmemektedir. Okuma yazma bilen nüfusun eğitim durumu ise yüzde 12 si sadece okur-yazar, yüzde 64`ü ilkokul, yüzde 9`u ortaokul, yüzde 11`i lise ve sadece yüzde 4`ü ise yüksek öğretim mezunudur.
Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ve zihinsel özürlü nüfusun işgücüne katılma oranı ise sadece yüzde 21.71 dir. Yüzde 78.29 luk kesim işgücüne dahil değildir.
Tüm bu istatistiklerden görülmektedir ki, engelli nüfusu toplam nüfusumuz içinde önemli bir yere sahiptir. Bu istatistiklerin eski oluşunun yanında etkilenen kesimin sadece engelli vatandaşlarımız değil aynı zamanda onların birinci dereceden yakınları olduğunu düşünürsek engellilere yönelik bilişim hizmetlerinin hitap ettiği kesimin ne derece önemli bir nüfus olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu engelli vatandaşlarımızın eğitim hayatına ve ekonomik hayata katılımı da oldukça düşük seviyededir.
Bu istatistiklerden çıkan en önemli sonuç ise, karşımızda eğitim hizmetlerinden yeterince yararlanamayan ve ekonomik hayata katılım seviyesi oldukça düşük bir engelli nüfusu vardır. İşte bu nüfusun gerek eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerekse istihdama katılabilmesini sağlamaktaki en önemli araçlardan biri hiç şüphesiz ki bilişim teknolojileri ve hizmetleridir.
Ayrıca, engelli bireylerin özellikle kamu kurumlarının vermiş oldukları hizmetlerden daha etkin şekilde yararlanabilmelerinde ki neredeyse tek yol bilişim teknolojileri ve hizmetleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
KONUYLA İLGİLİ YASAL MEVZUAT
Uluslar arası mevzuatlar açısından en önemli yasal dayanak Türkiye’nin de imzaladığı “BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme”dir. 30 Mart 2007 tarihinde ülkemiz tarafından imzalanan ve onaya ilişkin süreç de tamamlanarak 28 Ekim 2009 tarihinde Türkiye açısından yürürlüğe giren sözleşme, devletlerin özürlü kişilere yönelik ayrımcı uygulamalarını yasaklamakla birlikte, aynı zamanda özürlü kişilerin toplumsal yaşamda fırsat eşitliğini yaşayabilmeleri için erişilebilir bir çevre yaratmak üzere Devletlerin atacakları adımları belirlemektedir. Sözleşme Devletlere örneğin fiziksel çevre, bilgi ve iletişim teknolojilerinin engelliler için ulaşılabilir olmasını sağlama yükümlülüğünü vermektedir. Özellikle engelli bireylerin mallar, hizmetler ve bilişim teknolojilerinden yararlanmasındaki en önemli sorunlardan biri olan erişilebilirlik konusuna sözleşmede geniş yer verilerek bilgiye erişim ve erişilebilirlik birçok maddesinde vurgulanmaktadır.
Türkiye`deki engellilere yönelik yasal düzenlemelerden en önemlilerinden biri 5369 Sayılı `Evrensel Hizmet Kanunu`dur (Resmi Gazete 25/06/2005 Sayı 25856). Bu kanun ile kamu hizmeti niteliğini haiz, ancak işletmeciler tarafından karşılanmasında mali güçlük bulunan evrensel hizmetin sağlanması, yürütülmesi ve elektronik haberleşme sektörü ile bu Kanun kapsamında belirlenen diğer alanlarda evrensel hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasları belirlenmektedir. Kanunun 3. Madde`sinde “Evrensel hizmetin sağlanmasında ve bu hususta yapılacak düzenlemelerde aşağıdaki ilkeler göz önüne alınır: c) “Düşük gelirliler, özürlüler ve sosyal desteğe ihtiyacı olan grupların da evrensel hizmetten yararlanabilmesi için uygun fiyatlandırma ve teknoloji seçeneklerinin uygulanabilmesine yönelik tedbirler alınır.` ifadesine yer verilmiştir. Buradan anlaşılacağı üzere engelli vatandaşlarımıza evrensel hizmetler kapsamında pozitif ayrımcılığa gidilmiştir.
Diğer taraftan 7 Temmuz 2005 tarih ve 25868 sayılı Resmi gazetede yayınlanan “Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile kamu kurum ve kuruluşlarına önemli sorumluluklar getirilmiştir. Bu kanunun Geçici 2. Maddesi`nde “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.” ifadesi yer almaktadır. Bu tarih daha sonradan uzatılmıştır. Hiç şüphesiz ki bu hizmetler içerisinde bilişim hizmetleri de önemli bir yere sahiptir.
Engellilere yönelik bilişim hizmetlerinde pozitif ayrımcılık sağlayan önemli bir yasal düzenleme de 5809 sayılı Haberleşme Kanunu`dur (Resmi Gazete 10/11/2008 Sayı 27050). Bu kanunun 4. Maddesinin k) bendinde “Teknolojik yeniliklerin kullanılması da dahil olmak üzere özürlü, yaşlı ve sosyal açıdan korunmaya muhtaç diğer kesimlerin özel ihtiyaçlarının dikkate alınması.” ifadesine yer verilmiştir.
14/06/2010 tarihli (Resmi gazete 29/06/2010 Sayı: 27626) “Bazı Hizmetlerin Evrensel Hizmet Kapsamına Alınmasına İlişkin Kararlar” başlıklı Bakanlar Kurulu Kararı`nda 1. Madde`de “5369 sayılı Evrensel Hizmetler Kanununun 5 inci maddesinde yer alan evrensel hizmetler kapsamına aşağıda yer alan hizmetlerin dahil edilmesi kararlaştırılmıştır. a) Kamu kurum ve kuruluşların basılı bilgi ve belgelerinin, kamu bilişim sistemlerinin ve e-Devlet hizmetlerinde kullanılabilmesini teminen elektronik ortama aktarılarak sayısallaştırılması. b) Teknolojik gelişmelerden yararlanmak suretiyle özürlü vatandaşların yaşam şartlarının kolaylaştırılması amacıyla haberleşme ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen haberleşme ve benzeri cihaz alınması ve ihtiyaç sahibi kullanıcılara dağıtmak üzere ilgili kurum ve kuruluşa bedelsiz olarak belirlenen süre şart aranmadan devredilmesi.”
Ele almış olduğumuz önemli yasal düzenlemeler ve bunları takip eden diğer düzenlemeler sayesinde engellilere yönelik bilişim hizmetlerinin gelişmesi açısından önemli adımlar atılmıştır.
BİLGİ TOPLUMUNA GİDEN YOLDAKİ ENGELLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
- 1. Kurumlar arası İşbirliği ve Kaynakların Daha Etkin Kullanımı
Başta devlet kurumları olmak üzere, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve firmaların engellilere yönelik bilişim teknolojileri ve hizmetleri alanında önemli çabaları vardır. Ancak bu çabalar kişisel olmanın ötesinde daha organize hale getirilmelidir. Engelsiz Türkiye için bilişim teknolojileri ve hizmetlerindeki bu çabaların güçlendirilerek devam ettirilmesi ve kurumlar ve bireyler arasında işbirliğinin geliştirilmesi önemlidir.
Özellikle birbirlerinden kopuk veya rekabet içersinde gözüken engellilerle ilgili derneklerin hepsinin temel amaçlarının benzer olduğundan hareketle yeni bir dönüşüm sağlamalarında ve birlikteliğin sinerjisinden yararlanmalarında fayda vardır.
Engelsiz bilişim için kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin ilk başta yapmaları gereken, engelli bireyler için yapılacak tüm iyileştirmelerin, engelli bireyler açısından bir hak, hizmet verenler açısından ise bir görev olduğunu net olarak anlamaları olacaktır.
Çünkü konuya sadece engelli bireylere yardım penceresinden bakıldığı sürece gerçekçi ve kalıcı bir çözüm elde etmek neredeyse imkânsızdır.
Yapılması gereken önemli bir hususta, konunun çözümü için kamu kurum ve sivil toplum örgütlerinin daha çok işbirliğine gitmesi gerekmektedir. Bu sayede kaynaklar daha bilinçli ve doğru kullanılacak, mikro düzeydeki başarılı proje ve uygulamalar ulusal düzeyde yaygınlaştırılabilecek ve bu teknoloji ve hizmetlerden herkesin yararlanabilmesinin önü açılabilecektir.
Örneğin her üniversitenin ayrı ayrı engelsiz kütüphane kurmak için kullanmış olduğu kaynaklar neden birleştirilerek tüm ülke geneline tüm engelli guruplarına hizmet veren ortak bir engelsiz kütüphane oluşturulamasın?
2. Ulusal Veri Tabanı
Türkiye’de engelli bireylerle ilgili en önemli sorunlardan biri sağlıklı istatistikî verilerin olmamasıdır. Tek ve ulusal bir engelli veri tabanının olmaması, engelli bireylerle ilgili mevcut durum tespitlerinin, sorun tespitinin ve çözüm önerilerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesinin önündeki en büyük engeldir.
Türkiye’de “Türkiye Özürlüler Araştırması” en son Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı işbirliği ile 2002 yılı Aralık ayında gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada, Türkiye’de özürlülerin sayısı, oranı, sosyo-ekonomik yapısı, sosyal yaşamda karşılaştıkları sorunlar, beklentileri, özürlülük türü, özrün oluş sebebi, bölgesel farklılıkların ölçülmesi ile süreğen hastalığa sahip olma oranlarının ölçülmesi hedeflenmiştir. Halen bu çalışma sonucunda elde edilen veriler kullanılmaktadır.
Yine 2006 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurulu’nun (TÜBİTAK) Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Grubu’ndan hibe alan SOBAG-104K077 proje no lu ve “Türkiye Özürlüler Araştırması 2002 İkincil Analizi” yapılmıştır. Bu ikincil analiz çalışmasında, “2002 Türkiye Özürlüler Araştırması’nda toplanan tahmini veriler üzerinden engellilere sunulan hizmetler, bunlardan yararlanma durumları ve olanakları hakkında, bundan sonraki girişimler açısından bilgiye ulaşılmaya çalışılmıştır.
30 Ekim 2005 Tarihli ve 25981 sayılı Resmi Gazete’de ve “Özürlüler Veritabanı Oluşturulmasına ve Özürlülük Bilgisinin Nüfus Cüzdanında Yer Almasına Dair Yönetmelik” çıkarılmıştır. Bu yönetmelikle “Ulusal Özürlüler Veri Tabanı” çalışmaları başlamıştır. Halen, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü “Ulusal Özürlüler Veri Tabanı Projesi” yürütmeye çalışmaktadır. Bu kurumlar dışındaki kurumlar da kendilerinden hizmet alan kesimlere ait farklı standartlarda veri tabanları tutmaktadır. (Örneğin ÖSYM’ye müracat eden öğrencilere ait veriler, örneğin üniversiteler engelli öğrencilere ait veriler.)
Ancak bu proje yetkili sağlık kuruluşları tarafından özürlü sağlık kurulu raporu almış ve veritabanına bilgi akışı sağlanabilen bazı kamu kurum ve kuruluşlarına herhangi bir sebepten dolayı başvurmuş engelli bireylere ait verilerden oluştuğu için Türkiye’deki tüm engellileri kapsamamaktadır.
Tüm bu sorunların giderilmesi engelli bireyler için daha sağlıklı politikalar üretilmesini ve hizmetlerden tam olarak yararlanmalarını sağlayacaktır. Bu amaçla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü “Ulusal Özürlüler Veri Tabanı Projesi” nin kurumlar arası işbirliğiyle desteklenerek tek bir Ulusal Engelli Veri Tabanı’nın oluşturulması gerekmektedir.
3. Bilişim Teknolojileri ve Hizmetlerinde Erişilebilirlik ve Kullanılabilirlik Sorunu
Engelli bireylerin, sosyo-ekonomik hayata katılabilmelerinin ve hizmetlerden yararlanabilmelerinin önündeki en büyük engellerden birisi de sunulan bilişim teknolojileri ve hizmetlerindeki erişilebilirlik ve kullanılabilirlik sorunudur.
Bu konuda en başta web sayfalarının erişilebilirliği ve kullanılabilirliği gelmektedir. Hiç şüphesiz ki, bilgi toplumuna giden yolda en önemli unsurlardan birisi e-hizmettir. Ancak başta kamu kurumları web sayfaları olmak üzere erişilebilirlik anlamında ülke genelinde ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Bu eksikliklerin giderilebilmesi maksadıyla devlet kurumları ve üniversiteler öncülüğünde, komisyonlar kurulması, ülke genelinde eğitim seminerleri düzenlenmesi ve farkındalık çalışmaları yapılması gerekmektedir.
W3C (World-Wide Web Consortium) bünyesindeki “Web Accessibility Initiative (Web Erişilebilirliği ” tarafından hazırlanan “Web Content Accessibility Guidelines 2.0 (Web İçeriği Erişilebilirlik Rehber Kuralları)”nın asgari başarı kriterlerinin benimsenmesi, öncelikle kamu kurumları web siteleri, sonra da özel sektör web sitelerinin içerik ve tasarımının hazırlanmasında hukuken zorunlu olmalıdır.
Gerek mevcut sitelere revizyon için süre vermek, gerekse de özel girişimlerin bu hazırlıkları yapabilmesi için hazır hale gelmesini olanaklı kılmak adına, bu zorunluluk tüm sitelere aynı zamanda uygulanmayabilir. Bu noktada, kamu kurumlarını siteleri içeriklerini erişilebilir hale getirmek konusunda öncü ve örnek olmalı, bunu özel sektör siteleri takip etmelidir.
İlgili rehber kurallara atıfta bulunmak suretiyle “web sitelerini erişilebilir hale getirmek” süreci kurulacak uzman bir komite tarafından denetlenmelidir. Bu komite söz konusu değerlendirmeyi “uzman değerlendirme (accessibility audit)” veye “kullanıcı testleri” vasıtasıyla gerçekleştirebilir. Gereklerini yerine getiren siteler olumlu örnekler olarak ifşa edilebileceği gibi, bunu yerine getirmeyen siteler de kamuoyu baskısı yaratmak için ifşa edilebilmelidir. Konuyla ilgili olarak ulusal düzeyde farkındalık çalışmaları gerçekleştirilmelidir.
Diğer önemli bir hususta, özellikle son yıllarda devlet kurumlarına alınan ve alınacak engelli personel düşünülerek mevcut bilişim teknolojileri ve yazılımlarının kullanılabilir ve erişilebilir olmasıdır. Aksi takdirde bu personel ya atıl durumda kalacak ya da uzmanlık alanı dışında işlerde görevlendirilmek zorunda kalacaktır.
Konunun çözümüne katkı sağlaması amacıyla yüksek öğrenimde bilgisayar alanındaki lisans ve önlisans programlarında ders müfredatlarına “Kullanılabilirlik ve Erişilebilirlik” konusu mutlaka alınmalı geleceğin bilişimcileri şimdiden bu konularda bilinçli olarak yetiştirilmelidir.
4. Bilişim Teknolojileri ve Hizmetlerinin Pahalı Oluşu ve Yaygın Olmaması
Türkiye’de engelli bireylerin bilişim teknoloji ve hizmetlerinden yararlanmasının önündeki en önemli engellerden biri de bu hizmetlerin ve teknolojinin yetersiz ve yaygın olmaması, aynı zamanda oldukça pahalı olmasıdır.
İlk önce bu teknoloji ve özel yazılımlarda, engelli bireylerin daha ekonomik şartlarda temin edebilmelerine yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Engelli vatandaşlara yönelik cihazların ve özel yazılımların temininin teşvik edilmesi önemlidir.
Görme engellilere yönelik birçok teknoloji ve yazılım söz konusuyken otizmli bireyler, zihinsel engelliler, işitme engelli bireyler gibi farklı engelli guruplarında aynı durumdan bahsetmek zordur. Bu engelli gurupları için de yeni teknoloji ve yazılımlara ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu amaçla devlet kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları işbirliğiyle ortak Ar-Ge çalışmaları yapılması gerekmektedir. Yapılacak bu tarz Ar-Ge çalışmaları yalnızca ülkemiz engellileri için değil tüm dünyadaki engellilere de fayda sağlayabilecektir. Bu alanda hizmet veren kurumlar gerek kendi bünyelerinde oluşturacakları AR-GE birimleri ile gerekse diğer kurumlarla işbirliği içersisinde bu alanda araştırma ve ürün geliştirme çalışmaları yapmalı ve ekonomik açıdan uygun cihaz ve yazılımların geliştirilmesine önayak olmalıdırlar.
Özellikle üniversitelerde ki AR-GE faaliyetlerinin ve tez çalışmalarının teşvik edilmesi gerekmektedir.
- 5. Bilişim Sektöründe Engelli İstihdamı Önemli Bir Fırsat Olabilir
Bilişim aynı zamanda engelli bireyler açısından meslek olarak ta önemlidir. Engelli bireyler bilişim sektöründe kendilerini geliştirebilir ve istihdam edilebilirler.
Türkiye çapında bu bağlamda yapılan bir çok başarılı proje ve çalışma bulunmaktadır. Örneğin, Fiziksel Engellilere ‘Web Tasarımı’ eğitimi, Görme Engellilere Uzaktan Eğitim ile Bilgisayar Okur Yazarlığı (word, excel, Powerpoint) ve Web Tasarım ve İnternet Pazarlama eğitimleri (Gören Parmaklar), Yerinde Hizmet ‘Sanal Market Ağı’ projeleri güzel örneklerdir. Son zamanlarda gerçekleştirilen e-ticaret uygulamaları, call center larda engelli istihdamı gibi konularda verilebilecek diğer güzel örneklerdir. Yine bir çok engelli birey bilişim sektöründe önemli başarı öykülerine sahiptir. Tüm bunlar bize imkan verildiğinde engelli bireylerin bilişim sektöründe ne denli başarılı olabileceğini göstermektedir.
Engelli bireylerin sosyo-ekonomik yapıya katılmaları ve toplumsal dönüşümün içinde yer alabilmeleri bağlamında bilişim sektöründe ki istihdam fırsatlarından yararlanmaları için bu yönde çalışmaların artırılması ve teşvik edilmesi önemlidir.
6. FATİH Projesi Bir Fırsat Olabilir
Son yıllarda bilişim teknoloji ve hizmetlerinin eğitim sistemimizde yoğun bir şekilde kullanılması engelli bireyler açısından da oldukça önemli bir fırsat oluşturmaktadır. FATİH projesi gibi her kez tarafından büyük bir fırsat olarak görülen proje ile bir taraftan toplum olarak bilgi toplumuna dönüşümümüzü sağlayabilecekken bir taraftan da engelli bireylerin eğitim sistemine aktif olarak katılmasının yolu açabilecektir.
Bu sayede engelli bireylerin gerek eğitim seviyelerinin yükselmesi gerekse sosyo-ekonomik hayata daha aktif katılabilmelerini sağlama konusunda önemli gelişmeler olacağı beklenmektedir.
Ancak bu konuda engelli bireyler açısından toplumsal bazı kaygılar bulunmaktadır. Bu kaygıların giderilebilmesi ve projenin daha başarılı bir hale gelebilmesi anlamında, ilgili kurumlar, üniversiteler ve sivil toplum kurumlarının ortak toplantılar yapması, bu çalışmalarda farklı engelli gruplarının da dikkate alınması gerekmektedir.
Bu çalışmalara ilave olarak, gerçekleştirilecek pilot uygulamaların denetlenmesi, sorunların yerinde ve zamanında tespit edilerek raporlanması, gerekli hallerde revize edilmesi sonucunda FATİH projesinin engelli bireyler açısından daha sağlıklı işlemesi ve sonuç vermesi sağlanabilecektir.
Türkiye Engelsiz Bilişim Platformu